Kapitalizmin ve faiz lobisinin birer numuneleri olan bankalar, muhtelif isimler altına tâhsil ettikleri kredi masraf ya da kredi tahsis ücretleri ile haksız kazanç elde etmeye devam ediyorlar. Konunun defalarca gündeme gelip yargıya taşınması bile bankaların bu uygulamayı terk etmelerini engelleyemedi. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, konuyla alâkalı olarak emsal sayılabilecek bir karara imza atarak, vatandaşın lehine hükmetti. Böylece bankalar kredi masraf ücreti konusunda daha dikkatli olmak zorundalar.
Yerel Mahkeme Kredi Masraf Ücretinde Bankayı Haklı Buldu
Antalyalı Ramazan Güney isimli bir banka müşterisi, kullandığı kredilerden dolayı kendisinden kesilen iki yüz yirmi lira ilâ iki yüz elli liralık masrafların iadesini talep etti. Bunun için Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuran Güney, olumsuz yanıt aldı. Yasa gereği dava yoluyla itiraz edilebilen Tüketici Hakem Heyeti kararına itiraz edip dava açan Ramazan Güney’i, Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi haksız buldu. Yerel mahkeme, vatandaşın kullandığı kredi miktarının göz önünde bulundurulması ile kesilen masrafta bir dengesizliğin söz konusu olmadığını belirterek davayı reddetti.
Dava Temyiz Edildi
Haklılığına inanan Ramazan Güney, yılmayarak yerel mahkemenin verdiği red kararını temyiz etti. Bunun üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’ne giden dosyada emsal bir karar çıktı. Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak, bozma ilâmında 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 5. maddesine atıfta bulundu. Buna göre yüksek yargı, mezkûr maddede tüketici sözleşmelerindeki haksız koşulların tanzim edildiğini ve haksız şartın tüketici ile anlaşma yoluna gidilmeden sözleşmeye dâhil edilip tüketici aleyhine bir dengesizlik durumunun oluşturulması ile mümkün olabileceğini belirtti. Bu nispetle davacı Ramazan Güney’in banka ile imzalamış olduğu kredi sözleşmesindeki haksız şartların kesin hükümsüz olduğuna hükmeden Yargıtay, kararı bozarak yerel mahkemeye iade etti.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, verdiği kararda bankanın, tüketiciye kredi kullandırabilmesi için belgeli, makul ve zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebileceği belirtilirken, bu durumda ne adla kredi masrafının alındığına dair bir emarenin dosyada bulunmadığı vurgulanmıştır. Dolayısıyla haksız bir kazanç olarak nitelendirilen dava konusu işlemin iptaline karar veren Yargıtay, dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. Yerel mahkeme, önümüzdeki günlerde yapacağı duruşma ile yüksek yargının bozma ilâmına uyup uymayacağına karar verecek. Eğer bozma ilâmına uyulursa, ilk celsede dava kabul ile sonuçlanarak bitirilecek. Fakat Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, ilk verdiği kararda direnme hakkını da kullanabilir.